5 Temmuz 2010 Pazartesi





Gülü öpüp, dudaklarıma bastırdım. Harika kokuyordu. Merdivenleri çıkıp odamın kapısında bir kaç dakika içeri giremeden öylece kaldım. Kolu indirip eski kapıyı gıcırtı ile açtım. Artık güneşten rengi solmuş perdeleri hafifçe araladımda içeriye ince bir ışık girdi. Odamdaki tüm eşyalar bıraktığım gibi duruyordu. Duvardaki kitaplarım sararmıştı. Onunla tanıştığım günlerde okuduğum bir kitabı elime aldım. Tahmin ettiğim gibi içinden kurumuş bir gül çıktı.Gülü parmaklarımla sevip, okşadım.Sanki onun tenine dokunur gibi.Bana verdiği güllerden sadece biriydi.İkimizin elinin değdiği son güllerden biri olmalıydı.Yaprakları sararmış kuru çiçeği büyük bir özenle kitabın içine geri koydum. Masanın üzerindeki takı kutumun içinde gelişi güzel bırakılmış küpe ve kolyeleri karıştırırken,özenle minik bir kesenin içine koyduğum midye kabuğu dikkatimi çekti.
Okuldan kaçtığımız o gün Büyükada' da, uzun ve meşakkatli yokuşu tırmanıp, Yücetepe Kır Gazinosunda oturmuştuk. Nedense ikimizde yaklaşmakta olan üniversite sınavından konuşmak istemiyorduk ama söz dönüp dolaşıp aynı yere geliyordu. Hatırlamak istemesekte bir sınava girecektik.
İkimizde lisenin son sınıfındaydık.Ben hafta sonları dershaneye gidiyordum.O ise okulun basket takımında olduğu için sürekli antremanlara katılıyordu. Çok başarılı oldukları için okul takımı ile resimleri gazetelere çıkıyor, ben bunları kesip saklıyordum. Tabi gözüm ondaydı. Diğer ergenlik sivilceli, gözlüklü oğlanlara hiç bakmıyordum. En yakışıklısı oydu. İnanılmaz güzel ela gözleri vardı. Gözlerine bakınca dağları, bulutları,çimenleri, denizleri görüyordum. Gözlerine bayılıyordum. Geceleri uyumadan önce, beni kollarına aldığını düşündüğümde,kalbim çarpıyordu. Tahtada soru çözerken, defterime bir cümle yazarken, ailemle sinemada flim izlerken , şarkı dinlerken, konuşurken, kahküllerime şekil verirken,her an ,her an aklımdaydı.
Kocaman basket topunu avucunun içinde kavrayıp tutabiliyordu. Okulun spor salonunda bana tek kişilik gösteriler yapıyordu. Üçlük, ikilik atışlar yapıyor. "Senin için" gibi bir işaret yapıyor, sonra basketi atıyordu.Havalıydı, okulda bütün kızların gözü ondaydı.Boyum uzun olduğu halde yanında çok zayıf olduğum için heralde ufacık kalıyordum.
Sanki ikimizde yaklaşmakta olan sınavdan, umursamıyormuş gibi gözüksekte korkuyorduk. Elele yokuş aşağı yürüdük.Sahile indik. Dolaşırken bir avuç midye kabuğu topladık. Hatırlıyorum kot kumaşı kalem kutular kızlar arasında çok modaydı.
O gün eve dönerken kalemkutumun içinde midye kabuğu getirdiğimi kimse bilmedi.

SÜRECEK...

Hiç yorum yok: