19 Eylül 2010 Pazar


                                                                               DELİL
                    Tüm gün ağlasam ve adını sayıklasam, duyar mısın kaybolduğun şehirlerde beni? İşte hiç bir iz yok senden, sanki hiç yaşamamış, hiç olmamışsın gibi. Sadece resimler elimde kalan varlığına delil olarak.Yıllar geçse de biliyorum bir yerlerde olduğunu. Bazen belki de uykudadır şimdi diyorum, kumral kirpikleri çoktan kapandı, derin ve içli bir soluk dökülüyor  dudaklarından.
                  Bu gün günlerden pazar ;sakin bir gün geçirmişsin gibi geliyor bana. Zira pek de sevmezsin gezmeyi. Mesela seni hiç düşünemiyorum kalabalık bir parkta otururken  insanların arasında. Ya da bir partide düşünemiyorum eğlendiğini. Hatırladığım kadarıyla, sen ve ben hiç yürümedik elele bir cadde boyunca, hiç değmedi bedenlerimiz birbirine öylesine. Derin ve ıssız bir koyda dalış yaptığımız günden beri en son bana bakışın geliyor şimdi aklıma. Sahi neden mercanlar o kadar pembeydi?   

2 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

Vay anasını sayın seyirciler! Bu nasıl bir yazı böyle... Öyle böyle değil yani... Dilim tutuldu!

Eh, benim aklıma Edip Cansever'in Tomris Uyar için yazdığı şiir geldi. Bakın şöyle:

Tomris Uyar’a
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
ve yaraşırsa ancak monet’nin
kadınlarına yaraşan giysilerinle
gördüm de
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
öyle kısaydı ki adımların
şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
ölçülür ve denk düşerdi ancak
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
yok bir yanıtın nereye diyenlere
bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
o bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
hani etiler’den hisar’a insek bile
bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
çok yaşında her zamanki çocuksun gene
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
mutfağın mutfak olalı böyle
bir adın vardı senin, tomris uyar’dı
adını yenile bu yıl, ama bak tomris uyar olsun gene
ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.
Edip Cansever

Yaaa.. Aylardan Şubat. Böyleyken böyle.

dilek dedi ki...

Mükemmell..
Az laf..çok anlam :)
Tebrikler.