29 Eylül 2010 Çarşamba


Unutma! Yüreğinde bir ismin imzası var.
Ve sen onu silemezsin, söküp atamazsın,... ne kadar uğraşsan da seninle beraber büyür içindeki sızı.
İlk önce onu hissedersin başkasına dokunduğunda. .
Unutma! Bir kere sevdin mi uzun uzun yanarsın. Sitemler öfkeler birikirken içinde, sen azalırsın.
Dilinde küfür elinde kadeh, eksik olmaz. Günler böyle geçer alışırsın.
Unutma! Sabahlar artık gecikir. İster sağa dön ister sola, gözüne uyku değil gidenin hayali gelir.
Kendini şiirlere verirsin. Elin sigaraya gider her on dakika da bir fena zehirlenirsin.
Unutma! Bir süre güvenmeyeceksin kimseye, kendine sığınacaksın.
Aşk konuşulduğunda sen susacaksın, of'larla ah'larla başlayacaksın her cümleye.
Çevrende senden başka herkes haksız olacak. Senin haklılığınsa çaresiz gidecek çöpe.
Unutma! Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın. Biri seni bulacak. .
Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan, biraz ürkeceksin.
Ne kadar dirensen de nafile. İnsansın sonuçta seveceksin.
Eski acılara bakıp da küsme sevdalara, gâvura kızıp da oruç bozulmaz.
Sök at kafandan acaba'ları! Bir kemik aynı yerden İki defa kırılmaz.
Artık kararmaz gecelerin. Bir daha yaşlar akmaz gözünden. Sabahların gecikmez.
Kim bilir ağladığın günlere gülersin. Bir defa öldün ya zamanında? Bir daha ölmezsin.

[ Can Yücel ]

8 yorum:

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Özer Bal bir şiirinde;
"karalamışsan bir defteri
silsen de
karalanmamış edemezsin"
der. Şair her ne kadar "Bir kemik aynı yerden İki defa kırılmaz" dese de, ruhun yaralanmış kimi yerleri barışmıyor bir daha hayatla...

Selamlar, sevgiler...

Aylardan Şubat dedi ki...

Bu gün Ahmet Ümit' in İstanbul Hatırası romanına başladım. Orada da komiser Nevzat tiplemesi;anıların kırılganlığı ile yaşayan,duygusal yaraları olan birisi...
Böyle şeyler daha çok biz kadınlara özgü diye düşünülür. Zaman zaman erkeklere haksızlık yapıldığın düşünüyorum.

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

evet, lütfen... Can Yücel'e haksızlık yapılmasın :)))

istanbul hatırasını bende okudum. Çok keyifli bir roman. Aslında İstanbul'un tarihini öğretiyor okuyana...

Ben ikiyüzüncü sayfaya geldiğimde katili tahmin etmiştim. Bakalım siz de tahmin edecek misiniz :))

Selamlar

Hayal Kahvem dedi ki...

Aman ha.. İyi ki katilin kim olduğunu biriniz ağzınızdan kaçırmamışsınız. Hoş bu kitabı okuyacağımı sanmıyorum. Nedense bu kitabı okumak içimden gelmiyor.. baksanıza çok okunuyor... Çok okunan kitaplara biraz mesafeli yaklaşırım:))Kolay elime alamam:)
Genelde karşıdan bakarım:))

Bakın aklıma ne geldi.. Evvel zaman içinde Ahmet Ümit'in Beyoğlu Rapsodisi adlı kitabını okuyorum. Maşallah tuğla kalınlığında bir kitap. Kitap okumak kolay bir şey mi? Emek istiyor, vakit istiyor, hatta epeyce nakit istiyor.. Neyse.. Kitabın ortalarına doğru ilerlemekteyim.. O sabah gazetelerden birinde bir köşe yazarı- haydi şimdi adını vermeyeyim- kitabı okuduğunu anlatıyor, anlatırken de katili açıklamıyor mu? Kafamdan aşağıya bir kova kaynar su döküldüğünü hissettim. Delirdim... Hemen bir yazı döşendim... Siz katili hangi hakla açıklarsınız,ben o kadar sayfa okumuşken bütün zevkimi kaçırırsınız diye yazdım da yazdım.. Ertesi gün var ya köşesinde adımı yazarak özür dilemişti. Hiç affetmedim hiiiçççç!
Küstüm.. Ama onun haberi yok tabii:)Diyeceksiniz ki bizim muhabbetimizle senin anlattığının ne ilgisi var şimdi? Bilmem.. Böyleyken böyle diye anlatmak içimden geldi:))
Sevgiler...

Aylardan Şubat dedi ki...

Söz katili söylemiycem, daha ben de keşfedemedim zaten.
Hakikaten zevkli bir kitap okuma istersen:))

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

efendim, zaten katil bahane :) Kitap öyle bir kitap ki, İstanbul'un tarihini öğretiyor...

Hayal Kahvem dedi ki...

Hımm, demek Aylardan Şubat kışkırtıyorsunuz beni. Gelir alırım elinizden kitabı aynı İstanbul'da Aşk Babil'de Ölüm gibi.. Vermem üstelik geri. (Fena bir huyum var. Kitaplarımı kimseye vermem. Aldığım emanet kitabı da sahibine geri vermem.)Kitabın ortasında öylece kalırsınız. Karışmam vallahi:)

Tomrukcan "çok keyifli bir roman" diye yazmış ya, Burcu'nun kulakları çınlasın dedim:)Sonra keyifli terlik geldi aklıma.. Sonra terlikle ilgili yazdığım şarkı sözleri... Sonra sildiğim o yorum.. Sonra okuduğunuz kitap roman mı tarih kitabı mı aklım karıştı felan.. Bi dakka bu yazının konusu neydi sahi? Neyi yoruyorduk ki biz:))

SyhZmbK dedi ki...

güzel bir cinayet kitabıydı evet! Gönlümün şehrinin tarihini yeniden öğrendim. ancak bir İstanbul kitabı yazıyorsanız herkesi kucaklayacaksınız kimseyi eleştirmeyeceksiniz. İsatnbul'un güzelliği asırlardır kozmopolit oluşunda saklı...