1 Ağustos 2010 Pazar



                                                  İNTERNET CAFEDE BLOG YAZMAK
              Bu gece artık dayanamadım ve tüm planları altüst edip kendimi bir internet cafeye attım. Kimler neler yazdı meraktan ölüyordum doğrusu. Önce kendime gelen yorumlara baktım.Daha sonra sevgili takip ettiğim blogları okudum. Oh huzura erdim. Tabiki diğer çok sevgili bloglarıma da bakmayı unutmadım.
             Okudum herbir satırı buram buram ter dölerek. Buranın kapısı bile olmamasına rağmen inanılmaz sıcak bir yer. Sağımda solumda bir sürü küçük insan.Cüce değiller tabiki yaşları 10-16 arası gibi. Kimisi oyun derdinde kimisi de msnde ...
            Herşeyi bırakıp kaçtım ya ben buraya, herkesten uzak mı kalmak istedim acaba? Alışkanlıklarımı da burakacaktım ya öbür evde. Bilgisayarsız  olacaktım ne güzel. Sadece deniz, doğa, sandaletlerim ve şile bezi beyaz elbisem...
            İtiraf ediyorum yapamadım.
            Yetmiyorlar bana.
            Ben arada kaçıp bu cafeye kendimi atmalıyım. Terden erisem de yazılanları okumalıyım.
            Dışarısı cıvıl cıvıl insan seli. Tüm sahil kasabalarında olduğu gibi geceler bir başka renkli. Gündüz yüzüp sonra dinlenenler şimdi "gecelere akacaklar"...
            Bense en fazlası bir dondurma kapıp kaçacağım aralarından. Daracık yollu  ve duvarları begonvil  kaplı bahçeli evlerin arasından kendi evime doğru yüreyeceğim. "Oh" diyeceğim kendimi balkondaki şezlonga atıp "Gece ne güzel " değil mi? Kesin bir kitap okuyor olurum.
           Orman seven  erkek, deniz seven şubat kızına gülümseyecek ve bir yaz gecesi melteminde yıldızlara bakıp susacağım.

7 yorum:

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

bu blog işi biraz sanırım böyle. bendenizde tatilde olmama rağmen, arada bir bloglara bakmadan olmuyor... iyi tatiller size :)))

Aylardan Şubat dedi ki...

Aaaüüü ve de büüüü...
Daha cafe' den çıkmadım bile yorum geldi .Ne süpriz bir durum.
İyi tatiller size de..

Aylardan Şubat dedi ki...

Şimdi de hayal kahvem aradı telepatik durum

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

ahahhaaa :))) ekibi toparlıyoruz :))
tıpkı eski günlerdeki gibi :))

Hayal Kahvem dedi ki...

Dayanamazsınız, duramazsınız Aylardan Şubat! Yook, bizsiz olmaz!
Demek bırakıp gittiniz bizi, sonra merak ediyorsunuz öyle mi:))
Yaaa.. Her gece internet kafe şart olacak artık size.. Eğer bakmazsanız uyayamayacaksınız:))
Bu bir tutku durumu Aylardan Şubat.. Bu bir tutku.. "Yazmazsam, haydi sizin için bir şeyler daha ekliyeyim, bloglardaki yazı ve yorumlara bakmazsam çıldıracaktım."
durumu:)) Sait Faik zamanında bloglar olaydı.. Sanırım her gece adadaki internet kafede kendini okur bulacaktı:))) Yaa.. Öyleyken böyle oluyor işte...Özletmeyin kendinizi Aylardan Şubat.. Aman:))

Aylardan Şubat dedi ki...

Sevgili Hayal Kahvem,
Sait Faik yorumunuzu çok beğendim. Bu arada ben internet buldum haberiniz ola.
Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.