6 Ağustos 2010 Cuma

                                                            YAĞMUR KAÇAĞI

                                                     elimden tut yoksa düşeceğim
                                                     yoksa bir bir yıldızlar düşecek
                                                     eğer şairsem beni tanırsan
                                                    yağmurdan korktuğumu bilirsen
                                                    gözlerim aklına gelirse
                                                    elimden tut yoksa düşeceğim
                                                   yağmur beni götürecek yoksa beni


                                                     geceleri bir çarpıntı duyarsan
                                                    telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
                                                    sarayburnu'ndan geçiyorum
                                                    akşamsa eylül'se ıslanmışsam
                                                    beni görsen belki anlayamazsın
                                                    içlenir gizli gizli ağlarsın
                                                    eğer ben yalnızsam yanılmışsam
                                                    elimden tut yoksa düşeceğim
                                                    yağmur beni götürecek yoksa beni


                                                                      ATTİLA İLHAN
       Bu gece yağmur kaçağı şiirindeki duygular ile sarmalanmışım...
       Susamışım,yalnızım  ve gözleri aklıma gelmiş...
       O bir şair ve ben onu görsem tanıyamam, şiirleri kadar uzağım ona...

            

13 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

YAĞMUR KAÇAĞI ile başladınız öyle mi? İyi öyleyse, benden de size o güzeller güzeli EMPERYAL OTELİ..

ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.

ATTİLA İLHAN

Hayal Kahvem dedi ki...

Şair! Kalbin ve sevdanın işçisi misin?

(Hilmi Yavuz)

Aylardan Şubat dedi ki...

Sevgili hayal kahvem,
Şairlerin şiirlerindeki kadınlar, kendilerine şiir yazılan ender kıymette bayanlar olsa gerek. Acaba bu kıymeti bilebildiler mi?
Şairler onları mutlu edemedeklileri için mi şiir yazdılar yoksa onlar mı şairleri mutlu edemediler diye düşünüyorum.
Şair kalbin ve sevdanın müptelasıdır bence.

Hayal Kahvem dedi ki...

Hüzün ki en çok yakışandır bize, Sevgili Aylardan Şubat!

Şairlerin şiirlerindeki kadınlar, acaba bildiler mi o şiirlerin kendileri için yazıldığını ki? Sanmam.. Şairler kavuşamadıkları kadınlar için şiir yazarlar.. İstisnalar vardır elbet.. Bilirsiniz istisanalar kaideleri bozmaz:)

Şairlerin mesleği hüzündür.. Boşuna dememiş Hilmi Yavuz, "Kalp kalesi! Ben sana sürgün, sen bana hüzün." Yaaa.. Böyle işte..

Özel olmazsa sorabilir miyim, şiir yazdı mı sizin için hiç kimse:))

Aylardan Şubat dedi ki...

Emperyal Oteli şiirini o kadar çok severim ki ne iyi olmuş onu yoruma koymanız.
Vurdu, kanıma girdi, itirazım yok.
Sonsuz teşekkürler...

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

efendim, mevzuyu biraz değişik şekilde yoracağım sanırım... Maalesef Orhan Veli kadınlar ve şiirler ile ilgili konuya pek de hoşa gitmeyecek bir açıklama getirmiş :)

Bütün güzel kadınlar zannetiler ki
Aşk üzerine yazdığım her şiir
Kendileri için yazılmıştır.
Bense daima üzüntüsünü çektim,
Onları iş olsun diye yazdığımı
Bilmenin...

bence şaka yapıyordur şair burda, değıldır :))

Hayal Kahvem dedi ki...

Orhan Veli ve sevgilileri hakkında o kadar çok şey biliyorum ki..
Hepsi bende gizli.. Söyleyemem.. Dedikodu olur sonra.. yakışmaz bana.. Yooo.. Israr etmeyin.. Açtırmayın kutuyu.. Söyletmeyin kötüyü yani... Hımm.. Yaa.. Dedikodu var ya baldan tatlıdır ya.. Ne yapsam acaba?
Orhan Veli öyle mi?
Kim söylemiş Orhan Veli
Süheyla'ya vurulmuş diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni'yi öptüğünü,
Yüksekkaldırımda, güpegündüz?
Melahati almış da sonra
Alemdara gitmiş, öyle mi?
Onu sonra anlatırım, fakaaattt,
Söyle misiniz?
Kimin bacağını sıkmış tramvayda?
Yok artıkk! Bakar mısınız söylenenlere...
Güya bir de Galata'ya dadanmış;
Kafaları çekip çekip
Orada alıyormuş soluğu;
Geç bunları anam babam, geç
Geç bunları bir kalem;
Bilirim ben Orhan Veli'nin neler yaptığınıı...
Ya o Mualla'yı sandala atıp
Ruhunda hicranın'ı söyletme hikayesi... Eee.. İnanın dedikodu bunların hepsi:)) Haaa..
Size Orhan Veli ile Agatha Cristie'nin 11 günlük İstanbul kaçamağını anlatmış mıydım?Aaa! Anlatmadım mı yoksa:) Hani şair safari şapkası takmaya ve pipo içmeye başlamışta ortalıkta Hercules Poirot gibi dolaşırmış falan.. Dünyada olay olmuş Agatha kaybolunca.. Sonra İstanbul da olduğu öğrenilince filan.. Neyse.. Anlatırım elbet başka bir zaman.. Şimdi...Hani Tomrukcan yukarıdaki şiirle yormuş ya bu yazıyı.. Niye yazmış Orhan Veli peki o şiiri? İşte yukarıda saydığım ama ismi bende gizli sevgililerinden biri, Orhan Veli'yi terk edip gidince.. Tomrukcan'ın bıyık altı gülerek yazdığı bu şiiri, Orhan Veli'nin bütün kadınlara hiddetlenip yazdığını söylerler:)
Günahları boyunlarına.. Dedikodu yani.. Anlatabildim mi:))

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Hımm. Aynı Orhan Veli'nin "Aşk Resmigecidi" şiiri vardır. Ölümünden sonra bir diş fırçasına sarılı bir kağıtta bulunmuş olan hani. Orada hiç bahsetmez Agatha Christi'den... Ama gene de bazı bölümleri okunamadığından dolayı, belki bu kısımlarda adı geçmiş diye varsayabiliriz :))

Madem konu Orhan Veli'ye geldi, bende onun en sevdiğim şiirlerinden birini yazayım :)

Kargalar, sakın anneme söylemeyin
Bugün toplar atılırken evden kaçıp
Harbiye Nezareti’ne gideceğim.
Söylemezseniz size macun alırım
Simit alırım, horoz şekeri alırım
Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar
Bütün zıpzıplarımı size veririm.
Kargalar, ne olur anneme söylemeyin

Hayal Kahvem dedi ki...

İnanmıyorum.. Aylardan Şubat gitti ya.. Meydanı boş bulduk.. Bakar mısınız vaziyete.. Attilla İlhan'ın Yağmur Kaçağı şiirinden Orhan Veli'nin kargalarına geldik:))

Hımm.. Ben gene kadınlar alemine geri döneyim.. Başka yöne doğru yormaya devam edeyim bari:) Biliriz ki en güzel şiirler kadınlar için yazılmıştır.. Çok az şiirli erkek gördüm ne yalan söyleyeyim.. Ammaaa.. Murathan Mungan'ın hastasıyımdır ya.. İyi de kimin için yazmıştır M. Mungan en güzel aşk şiirlerini.. Yorum yapmiyim.. Şimdi aklıma Metin Üstündağ'ın bir sözü geldi..
Der ki..
"Hem sevdiğimiz şair de
Sonra eşcinsel çıktı
Kızları tavlamak için
Ezberlediğimiz şiirleri
Meğer erkekler için yazmış"

Eee.. Ne diyeyim.. İstisanalar kaideyi bozmaz:))

Aylardan Şubat dedi ki...

Orhan Veli' nin neler yaşadığını bilemiyorum memur kızlarla ama şiirlerindeki dalgacı mahmut' luğu hoşuma gider.
En sıkta "Beni böyle güzel havalar mahvetti" dizesini tekrarlarım. Hem hava güzelse, hem de serde gençlik varsa.

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Bir rivayete göre o dizenin orijinali "beni bu güzel Havvalar mahvetti" şeklindedir. Ben bilmiyorum, öyle duydum. Kedi söyledi :))

Aylardan Şubat dedi ki...

Sevgili Sonbahar,
Kedi haklı. Ben karıştırmış olmalıyım. Orjinali büyük olasılıkla öyledir.
Selamlar.

Hayal Kahvem dedi ki...

Aylardan Şubat, nasıl yani?
O güzeller güzeli dize, sahiden Tomrukcan'ın dediği gibi mi? Gerçekten mi? Hava çok sıcak.. Hiç bana göre değil.. Hiiçç.. Gidip Samanlı Dağlarının tepesine kilim sermeliyim.. O halde müsaadenizle ben bu şiiri kendime göre düzenliyim:))

Beni bu sıcak havalar mahvetti,
Böyle havada çalışmak istemedim
Eyvah ki eyvah gene işe gitmedim.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Off... Off..
Beni bu sıcak havalar mahvetti:))